| anneme |
|
|
| Bizleri güçlüklerle dünyaya sen getirdin |
| Çalıştın, çabaladın bizleri yetiştirdin |
| Bir kerecik de olsa sen bizleri üzmedin |
| Dünyadaki en kutsal varlığımız da sensin |
| Anneciğim sen her zaman kalplerimizdesin |
|
| Sen babamla elele bize iyilik verdin |
| Yaşamak savaşında bize hep yol gösterdin |
| Sana olan sevgimiz her gün daha büyüyor |
| Anneciğim günlerimiz sensiz |
| İnan, hiç mi hiç geçmiyor… |
|
|
| tüm yılların |
| tüm günleri |
|
|
| merhaba gelecek |
|
|
| Çok güvercinler uçurdum avuçlarımdan |
| Çok savaşlara katıldım özgürlükler adına |
| Çok sevgilere kulaç attım çırpıntılarında okyanuslarımın |
| Çok hüzünlere belendim ağlamaksız |
|
| Çoklara vardım kalemimin ucundan |
| Yazdıkça kabardım, |
| ve vurdum kıyılarına yürek atışlarının |
| Sohbetlerin en koyularını yaşadım |
| Çünkü dostlukların en yaşlı çınarlarıydık biz |
|
| Duygularım, düşünlerim, özlemlerim |
| Buyurmadı yaşamımın tanığı kalemlerime |
| Neyi geçirdiysem elime yazdım |
| Teksire de, gazete parçasına da, yıldızların gönderdiği kağıtlara da |
| Yıldızlar hep tepemde hazırdı |
|
| Çok uzun köprüler kurdum ve yürüdüm, |
| altından geçtiklerim de oldu |
|
| Yollar kağıt üzerindeki doğrular gibi değildi |
| Hedef de çakılmamıştı yerine dama taşı gibi |
| Yürümek, yüzyıllar kadar uzundu |
| Ulaşmak, sonsuzluklar kadar sınırsız |
| Coşkularım sınırsızlığın peşinde koştu |
| Durmadı |
| Dinlenmedi |
| Yorulmadı |
|
| Buyurmadı beynim kalem uçlarına dedim |
| Onlar bir bütündü yazdığım sürece, |
| aynı yürekte can oldular |
| Ve ben yazdıkça daha çok sevdim her şeyi |
| Sevdiklerimi ve sevmediklerimi ise hep yazdım |
|
| Geçip giden bir merhaba olsun istemedim yaşamı |
| Dedim ya yüzyıllara el uzatmaktı derdim |
| Doğacak kardeşlerimle sohbetin tadına ermek |
| Dün olmak, bugün olmak, gelecek olmak |
| Deniz kıyılarından mahpusluklara |
| Yaşam olmak, yaşamla dolmak |
|
| Yaşamak... |
| Gökkuşağından bir demet... |
|
| Çok güzel yaşadıklarımız oldu |
| Tabanlarımızı patlattığımız halayda |
| Tersi de geldi başımıza |
| Kanlara belendik karanlık işkencelerde |
| Ancak hep güneşi gördük, bir yudum gibiydi |
| Serinledik aydınlığında |
|
| İnançlarımız öylesine insancıldı ki |
| Olmaz şeyler istemedik yaşamda |
| Ama olmaz şeyler geldi başımıza |
| Yine de hiç küsmedik yaşama |
| Yüzümüzü eğmedik insanlara |
| Ateşin üzerine yürüyelim dedik |
| Gelmeyenlere ise kırılmadık |
|
| Kalemim vardı yanı başımda hep |
| Çünkü yazacak şeylerim oldu sıkça |
| O öylesine sıcak bir dosttu ki |
| Yorgunluk nedir bilmedi |
| Yazamam demedi bana |
| Ne gecesi oldu, ne sabahı, ne de tatili |
| Yazdıkça özlemlerimdeki fırtınaları |
| Benimle koşarken yılkı atında |
| Her sözcükte o eridi, ben yeniden yaşadım |
|
| Çok güvercinler var uçurulacak |
| Çok savaşlar var kuşanılacak |
| Okyanuslar bitmedi üzerine yürünecek |
| Yüreğim diyor ki ben hazırım |
| Kalemim yanıtlıyor, ben hiç ayrılmadım ki... |
|
|
|
| Amasra, 15.10.1987 |